Yeni sayfanın başlığı
Tarihin perspektifinde bakmak doğrusu çok zorlaşıyor belgelere ulaşmak ve doküman eksikliğinden Tarih paylaşımlarımız artık ara ara verilmek suretiyle tesir edilecektir Tarih üzerine Bir Takım çalışmalar yaparken bir yandan Tarihin kolektifinden bakmak en doğru şekilde aktarım yapılacaktır Tarih kirliliği olduğu muhakkaktır Kirli bilgilere itibar gösterilmemesi en doğrusudur İnsanların en doğru bilgileri kitaplardan öğrenilecektir.Bugun Tarih alanında ne yapılıyorsa destek vermeye hazırız Bizim tercihlerimizin hiçbir ehemmiyeti yoktur önemli olan Tarihin cevabı nasıl olacaktır.Yakın Tarihi araştırdığımızda Bugün bizim araştırmamız 1938 sonrası değildir bizim araştırmalarımız M.Ö.yüzyılda geçiyor fakat elimizde o tarihlerde ne yaşandığına dair somut bilgiler yok Mısır Tarihi ve Maya Tarihleri Var elimizde Aztekler var ve Amerika’ya ilk yerleşen kızılderililer var Şuan Türk Tarihi ile ilgili çok ayrıntılı bilgiler yoktur. Karahanlılar veya Göktürkler dönemi var Hunlar dönemi var Onlarda Net bilgilere sahip değiliz Belgelerin büyük çoğunluğu istilalardan dolayı yok edilmiştir Mısır da iskenderiye yangını ve Buhara ve semerkand yangınları kadim kültürleri araştırmaktan bizi men etmektedir. Tarih belgeleri çarpıtılıyor mu sorusu akla gelir bu kuşkusuz Tarihin bir cilvesi her tarihin akışında bu olur belgelerin ve dökümanların ve düzenleniş aşamasında aksaklıklar olabiliyor Örneğin Bugün elimizde harringtonun işgal komutanının notları geçti elimize ve yayınladık bunu ingilizce yazılmış notlar veya ernest hemigway muhabir olarak geldiği işgal İstanbul’undaki notlar ne yazık ki birkaç tane yayınevi bastı anatole france’nin notlarına bile ulaşılmıyor bugün emile zola ile birlikte anılan Yazar Victor hugo’nun devrim yazıları günlükleri bile bilinmiyor fakat bizim elimizde bunlar mevcut ve ilk baskıları ile görmezden gelemeyiz bunları Tarih çerçevesinde ele alınan her belge kuşkusuz istinaf edilir ve öyle değerilir. Toplum olarak Tarihimizin iyi anlaşılması için Devletimiz tarihi belgeleri dijitale aktararak yeni bir aşamaya adım attılar.Çok teşekkür ederiz Bilinmeyen bir çok husus var bu el yazmalar dijitale yansıdığında Osmanlıca ve Arapça ibranice belgelerin var olduğunu da görmekteyiz Bu belgelerin düzenlenişini takdire şayandır. Topkapı sarayında arşiv dairesinde bulunan belgelerde kuşkusuz en iyi yazılı notlara ulaşamıyoruz Bu konuda muzdaribiz İyi düzenlenmiş Topkapı sarayında bile gördüğümüz çok az belgelerin Tahrip edildiğini de görmekteyiz Özellikle İstanbul işgalinde kaçırılan eserlerin ülkemize getirilmiş olması gerekmektedir Çeşitli ülkelerde temsili alınan kaçırılan eserlerin üzerlerinde damga ve pulları olduğunu da görmekteyiz.Bize aittir cinsinden bir takım yazılış harfler ile düzenlenmesi takdir görülmüştür Devletimiz bu konuda sahiplenmesi için Osmanlı arşiv merkezi kurdu ve Buyuk Ve Tarihi belgelerin sunuşu gerçekleşti Bu konuda da devletimizin yanındayız.Bir takım veriliş Tarihlerinde bile noksanlık takip olunan tarih organizmanın mutlak süreyle hazırlanış ön görülmesi de takdir ederiz. Tarih olarak bizler belgeye ve yazılı olan kaynağa bakarız kaynak neyi işaret ediyorsa ona göre araştırmalarımız devam ediyor Bu araştırmalarımız Hammer Ve Lamartine’nin günlüklerine de yakın zamanda ulaştık Ve Hammerin hazmış olduğu oryantalist Yaklaşımlar Yalıtılmaya uğraşılan Türk kaynakları ile karşılaştırıldıklarında Avrupalı yazarlar hep ön plana çıkmaktadır.Günümüzde Osmanlı Tarihçisi olarak bilinen Ahmet Refik altınay eserleri bir yeni bulunuyormuş gibi sunuluyor Fakat Osmanlıca eserlerinin varlığından bile habersizler.Reşat Ekrem koçu İstanbul ansiklopedisi eseri bile bugün bir tek nüshası bile yoktur Bu da bizim noksamızdır dikkat ve nazarı hassasiyet içersinde olmamız gerekirken Tarihin cilvesinde Unutulmuş bir yazarımızda Vardır Namık Kemal Osmanlı Tarihini 2 cilt görebildik Eserin bugün yayınlanması da takdir ediyoruz. Tarih kitabının yazılmış tarihlerinde ve yayınlanış tarihlerinde bile bir işaretlendirme oluşmamıştır Bu konuda devletimiz Hassasdırlar Tarih 1770 yılında yazılmış bir eserin 2025 Tarihinde yayınlanması da ben belgenin yıpratılmasına vesile oluyor hem de belgenin okunuş alanında silinmesi ve okunuşların yapılmaması güç duruma düşürüyor. Milli Mücadele Tarihlerini yazan yazarlarımız da vardır Bugün yakın tarih ile belgeler kalmıştır günümüzde Gazete arşivleri bile tutulmakta bugün eski çağlardan Örneğin demir tunç çağı ile ilgili taş ve toprağın gösterilişinden başka hiçbir şey bilmiyoruz Taşın oyulması ve araç ve gereçlerin hazırlanış sunuşu dahil mağara döneminde yazılışların hayvana figürleri insan başlıkları ötesine geçmemektedir Avcılık Yaptığımızda muhakkak doğrudur Bilinen tarihler Taşlara oyulmuş olarak ilk Türk yazılı kaynak olarak bilinen orhun kitabelerinde yazılı eser dışında başka Kalıcı eserlerin var olmadığını çadır kültüründen geldiğimizi aktarmalıyız.Yağma kültüründen kalıcı eserler üretimi selçuklu devrinden başlayarak Osmanlı yapmıştır ve Cumhuriyet bunları korumayı tesis etmiştir. Tarihi belgeleri yok etmek ve yok edecek şekilde yıpratılmasını hoş karşılayamayız Tarihin koşullarında kişileri ve anlam yüklenen ilgilenilen konuları Tarihin gerçeklerinde aranmalı Tarih Kitapları ile okunması Araştırılması gerekmektedir.Günümüz Tarihçiliği dediğimizde sağlam bilgiler içermeyen Tonlarca kirletilmeye çalışılan Tarihin gerçekleri ile karşı karşıya kaldık Cumhuriyet tarihinde en önemli tarihçiniz fuad köprülü de kuşkusuz Tarihin anlaşılır kılınması için uğraş vermekteydi. Atatürk bir Tarih konusudur Bir kişiliktir Tarihi meseleleri tarihi çerçevede Bakmak en iyisidir Fatih Sultan Mehmet’te tarihin konusudur Atatürk Türkiye Cumhuriyeti kurucusudur Fatih Sultan Mehmet Osmanlı Padişahıdır Osmanlı Ölmüş bir devlettir Ölen bir insan dirilemeyeceğine göre Ölmüş bir devletin de var olamayacağını bilmek gerekiyor Bugün Osmanlıyı seviyorum demek için çokça bilgiler paylaşılır Fakat Çöküş aşamasına geldiklerinde bizler çağa adapte olamadıkları için tarihi bir konu olarak bizlere sunulmakta bugün Türkiye Cumhuriyeti var 102.yıl olmak üzere ne güzel değil mi Lenin’in Sovyetler birliği dağıldı hitler Almanya’sı çöktü Mussolini İtalyası’ndan eser yok onların dönemlerinde yaşamış bir kişilik kalmış tüm vasıflarını ortaya koyarak Cumhuriyet bize armağan ediyor. Tarih çarpıtılamaz Tarihi belgeler objektif ve tarafsız gözle bakılmalıdır Tarih belgelere sabittir değiştirilemez bu belgelerin düzenlenişi bile sorgulanamaz Sorgulanırsa Belgenin güvenirliliği kalmaz.Tarih çerçevesinde bakıldığında yanlış duyumlara göre belge sahteciliği yapılıyor belge varmış gibi davranılıyor bu da sorgulanabilliliği artıyor. Tarihin perspektifinde kolektif açısından bakıldığında gerek kişisel algılanması kabul görmez kişisel veri taban tabana uyuyorsa belgelerin dökümü de şeffaf olabilir Tarihin olgunluk derecesine varılması gerekir ki bu zaman aşımına uğraması gerekir ki ancak öyle değerlendirilir 1800’lü yıllarda kalan eser bir tarihi eser nitelik kazanır eserin kalite kontrolü de sağlanmalı ki incelendikten sonra değerlendirilir. Cumhuriyet tarihi ile ilgili belgeler mevcut elimizde Cumhuriyet sistemi Fransız İhtilali ve sonrasında gelişen süreçteki ortamdan kaynaklı olup bu sistemin Türkiye’ye monte edilebilmek için çağdaş kaynaklar ile desteklenmiş bir şekilde Halkın bilinçlenmesi hususunda gelişimler gösterilmeye çalışılmıştır. Tarih araştırırken elbette eksik nüshalar buluyoruz Kaynak taraması yaparak belge eksikliğini kitaplardan sağlıyoruz.Güvenilir belgeler sunulması çok önemlidir bu belgelerin tastik süreci de çok değerli bizim için eskiden kalma bir el yazmayı bulduğumuzda özellikle Osmanlıca el yazması mutlaka bunu değerlendirecek ilgili birimleri destek veriyoruz Derin araştırmalar elbette yapıyoruz Ayasofya camisinde iskelet kalıntıları saptanmıştı ve bu iskelet kalıntıları imparator ve imparatoriçelere ait olduğunu saptamıştık.Bizans’ın su ihtiyacını gideren medusa heykelleri ve apollon’a ait parçalar arkeoloji müzesinde sergilenmek üzere gönderilmiştir.Bu eserler yerin bin metre altında da bulunabilirler ve kale duvarlarının olduğu yerde küçük bir oda şeklinde mahzen denilen yerde de bulunurlar Bu mahzenlerde İstanbul fethi esnasında saklanma yerleri dinlenme alanları da olabilir Cumhuriyet döneminde araştırmalar yapılırken yeraltı tünelleri ile camiye kiliseye gidildiği görülmektedir ki Bu tüneller cumhuriyet döneminde kapatılarak gizlenmiştir.Bugun bu yolların gizemimi çözdük.